GENEL
Giriş Tarihi : 03-04-2023 10:51

Fazilet öğretmen: Eşimi kaybettikten 7 gün sonra deprem oldu; iki acı kahretti

Erkan ALTUNTAŞ/AKSARAY, (DHA)- HATAY'da, depremde mahsur kaldıkları evlerinden, bedensel engelli oğlu Kerem Gülşen (27) ile komşularının yardımıyla kurtarılan Fazilet Gülşen (68), ''Eşimi kaybettikten 7 gün sonra deprem oldu. Deprem olunca oğlum 'Ne oluyor?' diye çığlıklar attı. Antrede dolapların devrilmesiyle mahsur kaldık. 7 günde 2 acı yaşamak bizi kahretti" dedi

Fazilet öğretmen: Eşimi kaybettikten 7 gün sonra deprem oldu; iki acı kahretti
2ce6b6f4923b2cff587dfa7f26a" class="taglink" title=" Haberleri"> HATAY'da, depremde mahsur kaldıkları evlerinden, bedensel engelli oğlu Kerem Gülşen (27) ile komşularının yardımıyla kurtarılan Fazilet Gülşen (68), ''Eşimi kaybettikten 7 gün sonra deprem oldu. Deprem olunca oğlum 'Ne oluyor?' diye çığlıklar attı. Antrede dolapların devrilmesiyle mahsur kaldık. 7 günde 2 acı yaşamak bizi kahretti″ dedi.
Hatay'ın Defne ilçesi Aşağı Okçular Mahallesi'nde oturan emekli sınıf öğretmeni Fazilet Gülşen, bedensel engelli oğlu Kerem Gülşen ile Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Aksaray'a geldi. Hayırseverlerin tahsis ettiği evde kalan aile, yaşadıklarının etkisinden kurtulmaya çalışıyor.
Depremden 7 gün önce eşinin öldüğünü anlatan Fazilet Gülşen, ″Eşim Atıf Gülşen'i kaybettikten 7 gün sonra deprem oldu. Hem onun üzüntüsü hem de depremle ikisinin bir arada olması çok kütü oldu ve bizi kahretti. Bizim bakıcımız sabah gelip, akşam gidiyordu. Eşim ölünce sizi bırakmayacağım ve sizle kalacağım, dedi. Deprem olduğu gün sarsıntıdan oğlumun üzerine babasının duvardaki fotoğrafı düştü. Oğlum 'Ne oluyor?' diye çığlıklar attı. Evimizin üst tavanı kartonpiyer olduğu için üzerimize düşmeye başladı. Bakıcımız da 'Bizi kurtarın' diye bağırmaya başladı. 18 yıldır aynı evde kalıyorduk. Antremizde dolapların devrilmesi sonucu evde mahsur kaldık. Komşularımız kapıyı kırarak içeri girdiler. Dolabın üstünden Kerem'i kaydırarak çıkardılar. Daha sonra ben ve bakıcımız çıktık. Biz zeminin üstünde oturuyorduk. Evimiz depremde ağır hasar aldı. Mutfak dolabımız yerinden çıkmış ve tüm mutfak eşyalarımız da yerlerdeydi. Evden çıkınca saatlerce arabada kaldık. Soğukta üşüyünce komşumuz bizi köylerine götürdü. 10 gün orada çadırda kaldık. Oğlum ve ben çadırda hastalandık. Daha hastalığı üzerimizden tam anlamıyla atamadık″ diye konuştu.
'KEREM'İN SEVGİSİ İÇİMİZE İŞLEMİŞTİ'
Oğlu Kerem'in evlatlık olduğunu söyleyen Gülşen, ″Oğlum haftanın 2 günü rehabilitasyon merkezinde fizyoterapi görüyor. Biz Kerem'i 1 haftalıkken evlatlık almıştık. Annesi beslenemediği için çocuğu düşürmek için ilaç almış. Yan etkisi olarak engelli kaldı. Adana'ya doktora götürdük. Doktor bize zeka yönünden beyninin hiç etkilenmediğini, bedensel engelli yaşamını sürdüreceğini söyledi. Biz de eşimle beraber oğlumuzu canımızdan çok severek onu kabullendik. Yakınları bize, 'geri verin' dediler. Biz kabul etmedik. Çünkü onun sevgisi içimize işlemişti. Hiçbir zaman bir dediğini iki etmedik. Babası onun her istediğini yerine getirirdi″ dedi. (
Kamuoyu.orgKamuoyu.org